Ana Sayfa ÇAMLIDERELİ BİR DÜNYA VATANDAŞINI KAYBETTİ

ÇAMLIDERELİ BİR DÜNYA VATANDAŞINI KAYBETTİ

ÇAMLIDERELİ BİR DÜNYA VATANDAŞINI KAYBETTİ

Kurt Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bozkurt ağbimizi kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.Vefat haberi duyulur, duyulmaz Çamlıdere ve Doğa Dostları Derneği 3.Dönem Başkanı Faruk Çalışıcı  hocam ve Genel Sekreterimiz Ahmet Tekcan kardeşim aradı. İkisi de son derece üzgündüler. Ayhan Bozkurt için sitemizde bir şeyler paylaşmak istediklerini ifade ettiler.Biliyorum ki, böyle anlarda kaleme sarılmak, pardon klavyenin tuşlarına söz geçirmek pek kolay olmuyor. Hele ait olduğumuz topraklardan yetişen ve bir tırnak içinde ifade ediyorum, “Bir dünya vatandaşı “olan Ayhan Bozkurt’u anlatmak çok kolay değildi. “Neler yazabilirim” derken 20 yıl önce Çamlıderemiz Gazetesi’nde yaptığım röportaj aklıma geldi. Gazetemizi sanki, “1 Nisan Şakası “gibi bir günde çıkarmıştık. Gazetemizin Mayıs ayında çıkacak 14.sayısı için Kurt Holding’in  Gaziosmanpaşa Gezegen Sokak 10  Numara’daki binasına adım attığımda çok heyecanlıydım. Gerekli görüşmeleri çocukluk arkadaşım Osman Kocaman ayarlamış, randevuyu almıştı. Nasıl karşılanacağımı doğrusu çok merak ediyordum. Ayhan ağbi ile bir çok kez karşılaşmış, kısa da olsa sohbetlerimiz olmuştu. O’nu ve yaptıklarını yakından görmek, başardıklarını kendi ağzından duymak beni tarifi imkansız duygulara sürüklüyordu. Bir  Çamlıdereli düşünün 20 yıl önce 800’e yakın çalışanı , 22’ yakın şirketi bulunan bir holding sahibi olsun. Siz heyecanlanmaz mısınız?  Holdinge adım attığımda heyecan katsayım tavan yapmış, kalp çarpındım artmıştı. Çok dost ve sevecen bir karşılaşma beni rahatlatmıştı. Kısaca gazetemizi anlatmış, hedeflerimizden bahsedip, ilk sayımızı kendisine takdim ettiğimde, gazetemizi şöyle baştan aşağı bir gözden geçirip,”Prova tebrik ediyorum. Bizim yörede böyle güzel işler de yapılıyormuş “dedi. Kendisine, Çamlıderemizin, dünü, bugünü ve yarınlarını konuşmak istiyorum “dediğinde şöyle bir iç geçirip, “Çok gecikiyoruz” dedi. Ardından Çamlıdere ile ilgili ağzından  öyle sözcükler dökülmeğe başladı ki, anlatamam, böyle bir Çamlıdere sevdalısı hemşehrilerimle karşılaşacağımı hiç  ama hiç tahmin etmemiştim.Gazetemizde , “Birbirimizi Tanıyor Muyuz “ diye bir yazı dizi başlatmıştık ve ilk konuk Ayhan Bozkurt oluyordu. Ayhan Bozkurt’un daha ilk cümleleri dökülmeğe başladığında şaşkınlığımı saklayamıyordum. Ayhan Bozkurt, “Şimdi insanlar asgari müştereklerde anlaşmışlar.Kısır döngüleri bir tarafa bırakmışlar.Kazalarını kalkındırmağa hız vermişlerdir.Çamlıdereliler ise, bir araya gelemeyen, birlikte hareket edemeyen, memleketi için fedakarlık yapmayan, yapanları da canından bezdiren anlaşılmaz bir tutum sergiliyoruz. Birbirimize itimatsızlığımız, kısır çekişmelerimiz niçin hala devam ediyor ? “  sözleri inanın oturduğumuz odanın duvarlarında yankılanıyordu. Ayhan ağbi tarihe not olarak düşecek konulara değiniyordu.Kendisini pür dikkat dinliyordum. Karşımda binlerce insana aş ve emek veren , sınırların kalktığı bilgi ve iletişimin büyük önem arz ettiği globalleşen dünyanın başarılı mensubu  konuşuyordu.  O gün ne mi konuştuk işte Ayhan Bozkurt’un anlattıklarından öne çıkan başlıklar:

“BİZLER ÇOK ŞANSLIYIZ”

“Atalarımızın yüzyıllar öncesi korunması kolay, suyu ve yeşili bol böyle bir yere yerleşmelerinden dolayı onlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Hepsine minnet borçluyuz. O zamanlarda yaşam kriterleri çok farklıydı. Atalarımızın, araba, elektrik, sanayi , otoyollar gibi modern dünyanın imkanları olmadığından, karnını doyurmak ve hayatta kalmaktan başka yapacakları çok fazla bir şeyleri yoktu. O günün Çamlıdere’sini diğer yurt köşelerinden farklı kılan unsur bence Şeyh Ali Semerkandi’nin Çamlıdere’ye yerleşmesidir. Böyle muhterem bir İslam aliminin kolları arasında yaşarken, Osmanlı padişahlarından alınan askerlikten ve vergiden muaf tutulmak gibi müstesna imkanları iyi kullanamadık. Kendimizi geliştiremedik. Hala bocalıyoruz.”

“BİRLİKTE HAREKET EDEMEDİK”

“Türkiye’nin gelişmesinde önemli payı olan, demiryolu, karayolu ulaşım imkanlarından ilçemizin uzak olması bir sorun teşkil etmiş olabilir. Tarım alanlarımızın çok kısıtlı olması elbette önemli bir eksikliktir. Bunlar, Başkent’te yakın olmamız nedeniyle insanımızı göçe zorlamıştır.Tüm bunların yanında kendimizi siyasettin kısır çekişmesine kaptırıp,çekemezlik, kıskançlık  ve de şahsı menfaatlardan dolayı Çamlıdere’de bugüne kadar dişe dokunur bir işi başaramadık.”

“ANADOLU’DA HER YER AYNI SÜREÇTEN GEÇTİ”

“Anadolu’da bir sürü yer de  aynı süreçleri yaşamıştır. Aynı anlayış ve  zihniyetler her yerde olmuştur.Şimdi insanlar asgari müştereklerde anlaşmışlar, kısır döngüleri bir taraf bırakmışlar, kazalarını kalkındırmaya hız vermişlerdir.Çamlıdereliler ise bir araya gelemeyen, birlikte hareket edemeyen , memleketi için fedakarlık yapamayan, yapanı da canından bezdiren bir tutum sergiliyor. Birbirimize itimatsızlığımız , kısır çekişmelerimiz niçin hala devam ediyor? Bu hastalığımızı derhal tedavi edip, 2000’li yıllara yepyeni bir anlayışla girmemiz gerekir. Birbirimize inanmamız ve güvenmemiz , bilgiye tecrübeye saygı gösterip, birbirimizin sözünü kesmeden dinlememiz gerekir. Bugün insanlarımız her alanda kendilerini yetiştirdiler.Siyaset ve sosyal olaylarımızı yürütecek , bilgiye, kültüre ve ekonomik güce sahip insanlarımız mevcuttur.Çamlıderemizin kültürel, sosyal yapısı ve de yaşanılan olayları göz önüne alırsak, kolektif nitelik taşıyacak kalkınma modellerine çok yatkın değildir.Nerede ise bir araya gelip, bir amaç etrafında toplanıp, bir şeyler başarmak nerede ise imkansız gibi bir şeydi. Yazık değil mi?”

“KAYBOLAN 25 YIL “

“Ekonomik sahada 25 yıl önce Çamlıderemizin kalkınması için (Sunta fabrikasını kastederek”  bir projemiz mevcuttu.Maalesef başarıya ulaşamadık.Şayet başarılı olsaydık, sevapları ile hataları ile çok mesafe kat etmiş olurduk. 25 yıl insan ömründe ve ekonomik hayatta çok önemli bir zaman dilimidir. Bunu peşin hükümlü , birbirine inanmayan, güvenmeyen, geleceğini düşünmeyen bizler gerçekleştiremedik . Bir yerin kalkınması ve gelişmesi için mutlaka ekonomik hareket ve para girdisi olması gerekir.Ben Çamlıdere’nin kalkınması için son yıllarda büyük önem arz eden çevre ve doğanın Çamlıdere’deki cömertliğini bir umut olarak görüyorum.Ormanlarımız, yaylarımız, kırlarımız , bizim için, ekonomik olarak önemli bir unsur.Çamlıdere’nin doğal ve otantik yapısını bozmadan,halkımızın ekonomik durumu iyileştirici projeler geliştirmeliyiz.Çevre ve doğayı tehdit eden kirleten işletmeler yerine evlere küçük el sanatları atölyeleri kurmalıyız.Hafta sonu ve yayla turizmi konusunda mutlaka kendimizi  geliştirmeliyiz.Turizm ve doğanın önemini okullardan başlayıp, sokaktaki insanımıza kadar anlatmalıyız. Esnafımızı eğitmeliyiz.Kısaca hepimizin doğadan ekonomik olarak faydalanabilmesi için kendimizi yetiştirip , hizmet satabilecek konuma gelmesi lazım.Bu çabaların en büyüğünü Yerel Yöneticiler verecek.Onlara büyük görevler düşecek.

“BİR İMKAN “

“Çamlıdere,  yılların geri kalmışlığından  TEM Oto Yolu ile yeni bir imkana kavuşmuştur.Bunu çok dikkatli kullanmamız lazım.Tüm Avrupa’da 40 yaşını geçen insanlar, deniz tatilin kendilerini çok yorduğunu fark ederek, tatillerini dağlarda geçirmeğe başlamışlardır.Ankara’ya 1 saatten az sürüş mesafesindeki Çamlıdere hafta sonu yaz tatilleri için çok popüler bir yer olacaktır.Bilgi , kültür ve birbirimizi iyi kullanmalıyız.İnşaat yoğunluğu ve mimariyi kontrol ederek yapılaşmaya ona göre müsaade etmeliyiz.Çamlıdere’de ve yaylada ve kooperatiflerde apartman şeklinde beton yığınlarına müsaade etmemeliyiz. Kazamızın yapı karakteri ve eski tipi muhafazasının çok yakınlarda çocuklarımızın en büyük gelir kaynağı olacaktır “

“MORAL TAPUMUZ “

“Bir diğer turizm değerimiz de , “Moral Tapumuz “ Şeyh Ali Semerkandi. O’nu ziyaret etmek isteyen gönül dostlarına vereceğimiz hizmet ilçemize ekonomik bir canlılık getirecektir.En büyük tarihi mirasımız Şeyh Ali Semerkandi adına başlattığımız çabaları çok anlamlı buluyorum.Bu dayanışmanın Çamlıdere için bir kıvılcım olacağı kanısındayım.Yalnız burada Şeyh Ali Semerkandi’nin tanıtımın iyi yapılması gerekir.Şeyh Ali Semerkandi Külliyesi’nin lokantasını, hatıra eşya dükkanlarını, otelini, toplantı salonlarını kaliteli ve verimli işletmeliyiz. Yapmaktan daha önemli olan devamlılığı sağlamaktır.Yani temiz ve güzel bir işletme organizasyonu için şimdiden çalışmalıyız. Bu Külliye tüm Çamlıderelilerin prestij geleceğidir.O’nu arzu edip gelenleri ilçemizde ağırlamak , doğa harikası ormanlarımıza sadece şişe kırıklarını ve çöplerini bırakıp gidenlere iyi bir hizmetler satabilmek bilgiye, kültüre ve anlayışa eriştiğimizde Kazamız ekonomik olarak kalkınır ve de problemlerini birer , birer çözer. Bu işler sabır ister, çok çalışmak, planlı uzun vadeli programlar gerektirir.Çamlıdere’nin hepimizin bildiği gibi çok büyük problemleri mevcut.Geride bıraktığımız yüzyılın  çözümsüz gibi görülen problemlerini samimiyetle çözmeğe , çareler aramağa başlamalıyız.Birbirimize inanmalı ve güvenmeliyiz. Dünyada ki ve Türkiye’de ki değişimlerden payımıza düşeni almalıyız.

“KISITLI İMKANLAR”

“Çamlıdere kısıtlı imkanları ile mütevazi hayat süren tipik bir Anadolu kasabasıdır.Çamlıdere’nin imkanlarını devreye sokmak için Çamlıdere’den yetişenlerin envanterini çıkarmalıyız. Her taşın altı didik, didik aranmalı , tüm değerlerimiz tespit edilmeli. Daha sonra da Çamlıdere’nin soysal, ekonomik, politik faaliyetleri planlanmalı ve hayata geçirilmelidir. Artık kayıp edecek zaman kalmamıştır.Elli yıldır birbirimizi yemekten hiçbir çağdaş olayla halkımızı tanıştırmadık. Bu konuda hepimize görev ve sorumluklar düşmektedir. Görevini yerine getirmeyenler , her alanda bu görevi yapabilecek insanlarımıza yerlerini bırakmayı bilmeleri gerekir. Çamlıdereli işadamlarımız ve sanayicilerimiz yatırımlarını ilçemize yöneltmesi, meslek kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerinin , siyasi baskı güçlerinin görevlerini yerine getirmesiyle , ilçemiz insanın hasretini çektiği yaşama kavuşması kolaylaşır. Bir şehre sahip çıkacak en etkin zümre gençliktir. Gençler, Çamlıdere’nin meselelerine sahip çıksın. Sorunlarımız hakkında sempozyumlar,  açık oturumlar, konferanslar düzenleyerek , elde ettiğimiz bilgileri cesaret ve enerjimizle değerlendirelim. Bakın o zaman neler oluyor….”

BİRİMİZİ TANIYOR MUYUZ ?

Gazetemizin, “Birbirimizi Tanıyor Muyuz ?  “ adlı yazı dizimizde, sizlere her alanda başarılı olmuş, kendi insanımızdan bahsederek, soyağacımızın meyvelerinin ne kadar lezzetli ve çeşitli olduğunu gözler önüne sermeğe çalışacağız. Bu sütunlardaki gayemiz o’nlarla öğünmek, gururlanmaktan öte hepimizi düşünmeğe sevk etmek.  Kimseye hak etmediği övgüler, methiyeler düzmek niyetinde değiliz. Yıllardır iletişimsizlikten, kendi değerlerinden habersiz bir topluma, başarılı insanları takdim ederken, “Pekala biz de başarılı olabiliyormuşuz “ dedirtmek. Bu ayki konuğumuz Ayhan Bozkurt…İnşaat, otomotiv, elektronik, tıp, turizm, sigortacılık, mühendislik gibi 8 ana kolda faaliyet gösteren,  22 şirketten oluşan, 800 çalışanı ile Kurt Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bozkurt’u bu mütevazi gazetemize konuk ederken de o’na övgüler yağdırmayı amaçlamadık. Yaşamı, ticari hayatı, sosyal aktiviteleri ile o’nu bu satırlara sığdırmamız mümkün değil. Kendisi bizi övmek ve gururlanmak yerine düşünmeğe sevk etti. İçimizde kaç kişi dünya vatandaşı olma kimliği taşır diye hep merak etmişimdir.İnanın benim bu merakımın ilk gidericisi Ayhan Bozkurt olmuştur. Ümidim bu sayının artmasıdır.Bizi etkileyen ticari hayatındaki başarılarının yanında en çok Çamlıdere’ye, geçmişine olan saygı ve bağlıyıydı. Zarafeti , insanları olduğu gibi kabul etmesi , mütevaziliği, ait oldukları yerleri unutmamak gibi bizim kısa zamanda algılayabildiğimiz özellikleri. Ait oldukları yerlere ve insanlara yaptıklarını büyük bir tevazu içinde yapması ise bir başka güzelliği idi. Ben Ayhan Bozkurt’u daha yakından duygu ve düşünceleri ile birlikte sizlere tanıtmayı isterken, kendisinin  gazetemizin yayın hayatının sürekliliği yanında , gerek baskı, gerek içerik açısından üst düzey bir çizgiyi hedeflemesi , gayret ve çalışma hevesimizi artırdı. Ne zaman Holding binasından adımı atsam Çamlıdereliler’in neler kaybettiğine üzülürüm. Çamlıdere’ye bu haksızlığı reva görenlere isyan ederim. Sanki, fırtınalı denizlerde yol alan ülkemiz gibi talihsiz ilçemiz de , “Ben yapmadım, kimse yapmasın “diyenlerin tahakkümü ile yerinde sayma ıstırabım Ayhan Bozkurt ve o’nun gibileri daha da çok artıyor.

BİR ANI

Bu güzel  söyleşinin ardından Ayhan Ağbi’den bir anısı anlatmasını istiyoruz. Sözü kendisine bırakıyoruz, “Yaşı 50’nin üzerinde olan Çamlıdereliler, Akkadın Uyar’ı hatırlayacaklardır. Çok genç yaşında 18’nde kocası İstiklal Harbi’nde şehit düşen, 2 kız çocuğu ile dul kalmış, çocuklarını doyurabilmek için dağdan odun toplayan , komşularına ekmek karşılığı ekmek pişiren Akkadın Uyar benim anneanmemdir. Ben çocukken her Çamlıdere’ye gidişimizde Avadan Yokuşu’nu çıkarken, bana solda bir yeri gösterir ve zalim kurdun ineğini orada yediğini söylerdi. Tezeğini yaktığı ,sütünü 2 çocuğuna içirdiği ineği bir akşam herkesinki gelirken, onun ki gelmemiş. Günlerce kambur beliyle ineğini aramış. Kurt ineğini yemiş, leşini Avadan Yokuşu’nun yakınlarında bulmuşlardı.Bu olay o’nu öyle çaresiz bırakmış ki… Yüreğini yakmış ki.., Ölünceye kadar ineğinin leşini bulduğu yerden geçerken, söylenmeden edemezdi. Ebem, sadece kendi öksüzlerini büyütmekle kalmamış, kendi kız kardeşi de vefat edince ondan kalan kız çocuğunu da onca imkansızlığa rağmen büyütmüş.Kızları büyütüp, evlendirdikten sonra da kaderi değişmemiş. Büyük kızı ve kocası da ardı ardına vefat ederek , bir oğlan , bir kız öksüzün mesuliyeti de o’na kalmıştır. Büyüyen, 15 yaşına gelen torunu Ayşe’de vefat etmesine rağmen, hayat küsmemiş, gerçeklerden ve Allah inancından bir an bile uzaklaşmamış, hayata sımsıkı, sarılmak gerektiğini bizlere devamlı hatırlatmıştır. Böyle insanlar artık günümüzde kalmamıştır. Böyle yaşanmış öyküler kaç  Türk filmine senaryo olur. Her Anneler Günü’nde “Yılın Annesi “seçilir.Senin emeklerine layık olabildik mi ? Bilmiyorum…Ama buna çalışmakta devam edeceğim.Nur içinde yat “

AYHAN BOZKURT KİMDİR ?

Ayhan Bozkurt, Ahmet ve Şerife Bozkurt’un oğlu olarak Ocak 1947’de Ankara’da dünyaya geldi. İlk, orta ve liseyi Yenimahalle’de bitirdi.1971 yılında AD.M.M A’den Elektrik Mühendisi olarak mezun oldu. 1972-75 tarihleri arasında Norveç’de yaşadı ve uzmanlık alanında çalışmalar yaptı. 1975’de Türkiye’ye dönerek Kurt ve Kurt Pazar Geliştirme Bürosunu kurdu.Bu şirket şuanda inşaat, otomotiv, elektronik, tıp, sigortacılık gibi 8 ana kolda  çalışan çeşitli şirketlere bağlı Kurt Holding halini almıştır.Holdingin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Bozkurt, Ankara Sanayi odası Yönetim Kurulu üyesi ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı , Ankaralılar Vakfı Başkanı, Yenimahalleliler Derneği Başkan Vekili , Şeyh Ali Semerkandi Vakfı Kurucu üyesi ve Kayak Federasyonu Başkanlığı yapmıştır.

BU YAZI ÇAMLIDEREMİZ GAZETESİ MAYIS 1998 TARİH VE 13 SAYSINDA YAYINLANMIŞTIR.